NetkoLik
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Net Sarhoslarının Sitesi
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Berat Kağıdı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
-sütLü-püsqüüt-
Süper Moderator
Süper Moderator
-sütLü-püsqüüt-


Kadın
Mesaj Sayısı : 272
Yaş : 34
Nerden : çanakkale
Ruh halleri : Berat Kağıdı Karisik
Tuttuğunuz Takım : Berat Kağıdı 9u915e
Admin Puanı : Berat Kağıdı Reputationpossscv3
Rep Gücü : 217
Rep Puanı : 2
Kayıt tarihi : 24/02/09

Berat Kağıdı Empty
MesajKonu: Berat Kağıdı   Berat Kağıdı I_icon_minitimeSalı Mart 17, 2009 3:33 am

Abdullah-ı Rûmî, bir sohbetinde Ebülleys-i Semerkandî'den naklen şöyle anlattı:
Bir târihte Bağdât'ta, zenginler hacca gidiyorlardı. Peygamber efendimizin aşkıyla yanan bir fakîr de, o sene hacca gitmeye niyet etti ve hac kâfilesiyle yola çıktı. Kâfile hareket etmeden önce, herkes eşi-dostu ile helâllaştı.

Şehir dışına çıkıldığında, zenginlerden biri bir fakîrin de hacca gittiğini görünce;

"Bineğin yok, azığın yok. Sen hacca nasıl gideceksin? Bâri cebinde birkaç bin altının var mıdır?" diye alay etti.

Fakîr, bu zenginin alaylı sorusuna çok üzüldü ve;

"Allahü teâlâ ne güzel vekîldir. Mahlûkâtın rızkını o vermektedir. Hepimiz O'nun verdiklerini yiyoruz." diyerek, zenginin bulunduğu yerden mahzûn bir şekilde ayrıldı. Hac vazîfelerini yapana kadar da o zengine hiç görünmedi. Herkes Mekke-i mükerremeden, Medîne-i münevvereye yola çıktıkları zaman, o zengin, fakîri sağ sâlim tekrar karşısında görünce hayret etti ve;

"Komşu, sen de buraya kadar gelip hac vazîfeni yapabildin mi?" diye sormaktan kendini alamadı.
Fakîr de;
"Allahü teâlâya sonsuz hamdü senâlar olsun. Yüzümüzün karasına bakmayıp, bu mübârek makâmı ziyâret etmeyi nasîb etti. Geldim, Beyt-i şerîfi tavaf ettim. Sağ sâlim dönüyorum." dedi.
Zengin;
"Hacı efendi! Acabâ sana da berât verdiler mi?" diye sordu.
Fakîr; "Bu ne berâtıdır ki?" dedi.
Zengin;
"Beyt-i şerîfi ziyâret edenlere, Cehennem'den âzâd olduğuna dâir berât kâğıdı verilir." diyerek, koynundan herhangi bir kağıt çıkarıp fakîri aldattı.
Fakîr, berât kâğıdının kendisine verilmediğine çok üzüldü. Derhal geriye dönüp Harem-i şerîfe geldi. İki gözü iki çeşme hâlinde, kanlı yaşlar akıtarak çok inledi. Allahü teâlâya kırık bir gönülle duâlar etmeye, yalvarmaya başladı:
"Ey âlemleri yaratan yüce Rabbim! Sen herşeye kâdirsin, ganî bir pâdişâhsın. İhsânların bütün kullarına her ân yağmaktadır. Cehennem'den âzâd olup orada incinmemeleri için kullarının bâzısına berat vermişsin. Bu fakîr kuluna berât verilmedi. Yoksa bu garîb kulun âzâd olmadı mı?" deyip bayıldı. Baygın hâlde iken, mânâ âleminden yanına bir kimse gelip;
"Ey fakîr! Başını kaldır ve şu berâtını alıp arkadaşlarına yetiş!" diyerek elindekini ona verdi. O ânda fakîr kendine gelerek ayıldı. Elinde, dünyâ kâğıtlarına hiç benzemeyen, yeşil renkli nûrdan yazıları olan ve misk gibi kokan bir berât kâğıdı vardı. Kâğıdı defâlarca öpüp başına koyan fakîrin sevincinden neredeyse aklı gidecekti. Şükür secdesine kapandı. Ömründe hiç görmediği o berâtı, yüzüne ve gözüne sürdü, bağrına bastı ve koynuna sokarak arkadaşlarına yetişmek için hızlı adımlarla yürümeğe başladı. Arkadaşları, geriden fakîrin geldiğini görünce gülüşmeğe başladılar. Yanlarına soluk soluğa gelen fakîre alayla;
"Cehennem'den âzâd olma berâtını alabildin mi?" diye sordular.
Fakîr de koynundan berâtını çıkararak;
"İşte! Rabbimizin ihsânı olan berâtım!" diyerek, misk kokulu berâtını zengine sunuverdi. Herkes yerinde donakalmıştı. Berâtı alan zengin, nûrdan yazılarla fakîrin Cehennem'den âzâd olduğunu okuyunca, aklı başından gidip, atından düştü. Bir süre yerde baygın yatan zengini zor ayılttılar. Kendine gelen zengin, kâğıdı öpmeye, misk kokusunu koklamağa başladı. Kendi kendine de; "Vâh, vâh benim boşa geçen ömrüme! Keşke ben de bu fakîr gibi sâdık bir fakîr olsa idim. Onun kavuştuğu bu saâdete ben de kavuşsaydım. Bu fakîr, sadâkati sebebiyle bu mertebelere ulaştı. Ben ise zenginliğim sebebiyle gurûra kapıldım ve bundan mahrûm oldum. Bütün malımı versem, bu kâğıttakilerin bir noktasını alamam" diyerek âh eyledi. Gözlerinden kanlı yaşlar döktü.
Fakîr;
"Hacı efendi! Berâtım sende kalsın. Sakla. Ben öldüğüm zaman kefenimin arasına koyun da kabrimde suâl meleklerine onu göstereyim." dedi.
Hacı efendi berâtı büyük bir îtinâ ile koynuna koydu. Uzun yolculuktan sonra evlerine ulaştılar. Zengin olan hacı, berâtı sandığına koydu. Aradan günler geçti. Zengin, ticâret için başka memlekete gittiğinde, fakir vefât etti. Yıkayıp kefenlediler, fakat berâtını bulup kefenin içine koyamadılar. Fakîrin cenâzesini kabre defnettiler. Ancak birkaç ay geçtikten sonra, zengin ticâretinden döndü. Fakîri sorduğunda; "Sizlere ömür! Sen gittikten sonra vefât etti." dediler.
Zenginin sanki dünyâsı başına yıkıldı. Çok ağladı ve;

"O zavallının bende pek kıymetli bir emâneti vardı. Onu yerine getiremedim. Böylece vasiyetini yapamamış oldum. O âhirete göçtü, berâtı ise bende kaldı. Berâtını yanına koyamadım." dedi. Hemen sandığın yanına varıp ağzını açtı. Fakat berâtı koyduğu yerde bulamadı. Tekrar tekrar aramasına rağmen yine bulamadı. "Kabrine gidip bakayım. Belki, birisi beratı alıp ona vermiştir." dedi.
Kazma kürek alarak kabre gitti. Mezarını açmak istedi. O anda;

"Kabri açma! Biz ona o berâtı verdik, dışarıda bırakmadık!" diyen bir ses işitti. Nereden geldiği belli olmayan bu ses karşısında zengin, düşüp bayıldı. Mânâ âleminde fakîri gördü.

Fakîr;

"Ey hacı efendi! Allahü teâlâ sana selâmet versin. O berât bana verildi. Hamdolsun. Münker ve Nekîr meleklerine gösterdim. Onu görünce sorgu suâl bile etmediler. Bu berâtı almama hacdan dönerken sen sebeb olmuştun. Cenâb-ı Hak senden râzı olsun." deyip kayboldu. Zengin ayıldığında, doğru evine gidip, fakir için hatimler okuttu. Yemekler pişirtip, yetimleri, fakirleri doyurdu."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
-sütLü-püsqüüt-
Süper Moderator
Süper Moderator
-sütLü-püsqüüt-


Kadın
Mesaj Sayısı : 272
Yaş : 34
Nerden : çanakkale
Ruh halleri : Berat Kağıdı Karisik
Tuttuğunuz Takım : Berat Kağıdı 9u915e
Admin Puanı : Berat Kağıdı Reputationpossscv3
Rep Gücü : 217
Rep Puanı : 2
Kayıt tarihi : 24/02/09

Berat Kağıdı Empty
MesajKonu: Kanlı Elbiseler   Berat Kağıdı I_icon_minitimeSalı Mart 17, 2009 3:34 am

Seyyid Abdurrahmân, ihsân sâhibiydi. Mal ve canını Allahü teâlânın dînini yaymak için sarf etti. Zamânının kutbu olduğu için uzak yerlerde Allah yolunda, O'nun dînini yaymak için savaşanların yardımına koşardı. Hanımı şöyle anlattı:
Efendim, arada-sırada silâhlarını kuşanır, evden çıkar, sabahtan önce yine eve gelirdi. Geldiğinde üstünde-başında kan lekeleri olurdu. Elbiselerini yıkar sesimi çıkarmazdım. Yine elbiseleri kan içinde kaldığı bir gün kendisine;
-Efendi! Sık sık gidip, sabaha bu vaziyette geliyorsun. Nereye gidiyorsun ve elbisen niçin kan içinde dönüyorsun?" diye sordum.
O da;
-Hanım, sağlığımda iken kimseye söylemezsen, bu sırrı sana söylerim." dedi.
Ben de;
-Söylemem,dedim.
Bunun üzerine;
-Biz vazîfemiz îcâbı zaman zaman dünyânın neresinde müslümanlarla kâfirlerin harbi varsa oraya gideriz. Müslümanlara yardım eder, küffâr ile harbederiz. Ayrıca darda kalmış müslümanların da yardımına yetişiriz." buyurdu.

Ben bu sırrı o vefât edinceye kadar kimseye söylemedim, sakladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
-sütLü-püsqüüt-
Süper Moderator
Süper Moderator
-sütLü-püsqüüt-


Kadın
Mesaj Sayısı : 272
Yaş : 34
Nerden : çanakkale
Ruh halleri : Berat Kağıdı Karisik
Tuttuğunuz Takım : Berat Kağıdı 9u915e
Admin Puanı : Berat Kağıdı Reputationpossscv3
Rep Gücü : 217
Rep Puanı : 2
Kayıt tarihi : 24/02/09

Berat Kağıdı Empty
MesajKonu: Geri: Berat Kağıdı   Berat Kağıdı I_icon_minitimeSalı Mart 17, 2009 3:35 am

söz

Bir müslüman. Bir ateşperest. Birlikte çalışıyorlar. Namaz vakti.


Müslüman:


-Namaz kılacağım. Namaz kılarken, bana ilişmiyeceğine dair söz verir misin?


-Veririm.


Namaz....


Bir müddet sonra... Ateşperest. İbadet zamanı...


-Şimdi sıra ben de, ben ibâdet ederken, bana ilişmiyeceğine söz verirmisin.


-Olur sana ilişmem... Rahatça ibâdetini yapabilirsin.


Fakat ateşperest ateşe tapmak üzere secdeye varınca, Müslüman hemen üzerine atılır. Sözünde duramaz.. Tam o esnada şöyle bir ses duyar:

- Söz verdiğin zaman sözünü yerine getir.


Bunun üzerine adama ilişmeden geri çekilir. Sonra ateşperest ibâdetini bitirdiğinde sorar:


-Evvela hücum ettin. Sonra niye vazgeçtin?...


-Allah'dan başkasına secde ettiğin zaman, dayanamadım, üzerine atıldım. Seni öldürmek istiyordum. Fakat tam o anda :


-Söz verdiğin zaman ahdini yerine getir, diyen bir ses, beni o teşebbüsümden alıkoydu.


Bunun üzerine mecûsi:


-Şimdi inandım ki, asıl ve gerçek ilâh senin Rabbindir. Kendi düşmanı için dostunu bile azarlıyor. İşte huzurunda müslüman oluyorum diyerek kelime-i şehâdet getirir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Berat Kağıdı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NetkoLik :: Genel Kültür :: Islam ve Din :: Dini Hikayeler-
Buraya geçin: