NetkoLik
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Net Sarhoslarının Sitesi
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ankara'da Aşık Olmamalı İnsan

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
-sütLü-püsqüüt-
Süper Moderator
Süper Moderator
-sütLü-püsqüüt-


Kadın
Mesaj Sayısı : 272
Yaş : 34
Nerden : çanakkale
Ruh halleri : Ankara'da Aşık Olmamalı İnsan Karisik
Tuttuğunuz Takım : Ankara'da Aşık Olmamalı İnsan 9u915e
Admin Puanı : Ankara'da Aşık Olmamalı İnsan Reputationpossscv3
Rep Gücü : 217
Rep Puanı : 2
Kayıt tarihi : 24/02/09

Ankara'da Aşık Olmamalı İnsan Empty
MesajKonu: Ankara'da Aşık Olmamalı İnsan   Ankara'da Aşık Olmamalı İnsan I_icon_minitimePtsi Mart 16, 2009 11:46 pm

Kaç alın yazdıysan bana, kendimin saydım biliyorsun.
Kaç adım kaldıysa adına, zincirleme kazadır hepsi…
Sussam,
gözlerin neyi hak edecek ki…

Yarı çıplak bir iklimin serüvenine takılmıştı gözlerim.Kabuğu soyulmuş, hamsı cinnetlerin tadını çıkarıyordum. Sene bilmem kaç.
Gürül gürül yanan gözlerinin sahte teferruatında kızartırken aldanmışlığımı,
üzerine yeminler ettiğin adımdan tiksiniyorum. Helalinden saydığım ne varsa, ağzımda paramparça. Kaldırıp atmaya tenezzül etmediğin serseriliğime paha biçiyorum.
Benim senin kadar acemi terklerim olmadı…

Söylediğim her ‘hayır! ‘dan kaçmak isterken, karşıma ustalığın çıktı.
Ardıma bakarak irktiğim oldu, aklımı başıma seferber edemeden yittiğim…
Hepsinden habersizsin!
Kendisi toplamlarından çıkarıldığında, toplamlarının toparlanamadığı bir hesapsızlıkken sen, hesapta olmayan üveyliklerin zamansız yordu.
Şimdi kalkıp gitmek vardı içinden…
Neden durup bakmadın parmaklarıma basarken? Neden ’sür! ‘ dedin kelimelerini, cahillik diz boyuyken saltanatında?
Su toplamış göz bebeklerime batırdığın çuvaldızlar, kendine iğnesiz şimdilerde. Başkasına başkalaşmayacak değilsin! Yeter ki, rahat bırak elif- ba’larımı…

Düş-tün,
Düştüm…
Düş tümceli italiklere uğurlarken mağrurluğumu, gözümden düştüm.
Koridorlara sığdırdığım kentler soğudu, kalbim ürpermiyor artık ölülerden.
Senin de bir ölü olmadığını kim ispatlayabilir?
Kim kaldırır yol üstü cinayetlerinden aşklarını?
Limanını terk ettiğin gemilere dönmeye gücün yok!
Tükeniyorsun, görmüyor musun?
Bu sıkı yönetim, bu karatma geceleri, bu suç, sokağa “çıkma” yasağını yasaklamak için avutulmuştu günlerce ellerimizde.
Yazık! Aforoz ettin aklımı hiç yere. Kurallı- bileşik suçlarına suç ekledin.

Susuyorsam, cezanın da bir suç olduğunu bildiğimdendir.
Susuyorsam, kahrolsun hümanizm!
Susuyorsam, cinayetsin bakışlarıma…

Yalnızca başını hatırladığım ilkel bir yalnızlığın belirginliğiydin. Arada başı bozuk ispiyonlar vardı, bacaklarımdan düştüğün yollar…
Dizlerime sahip çıksaydın, anlardın alnında ağrıyan kış uykularını. Bilseydin, bu kadar ürkmezdin kendinden. Ki yoktun sen.Yokdun ya da.
Ve ben seni, “yolculuk” oynarken kaybettim. Yollarımda, mızıka çalan şehla şehirler yoktu.
İntihar süsü verilmemişti henüz aşklara. Şehirlerarası bakışmalar olanaksızdı. Kelime oyunları, boynu bükük zafer işaretleri kadar coplanmamıştı “nezakethanelerde…”İşte bu yüzdendi bütün kazalara “sen” deyişim, işte bu yüzden düşüyordun alfabenin en kaygan yerinden.
Yıldızlarca değil, yıllarca uzaktın benden.
Gökten üç elma düşse, ağlardım gizliden…

Kendime gitmenin vaktini geçiyor yelkovan kuşları.
Ne çıkar tutmuşsam saçlarını rüzgarın, koşmuşsam peşinden ciğerlerim patlayana kadar,
caymışsam sevdamın ev sevdi yerinden.
Bir ayvaz ağıdı seğirtip yakaladı işte şahdamarımdan.
Ne fark eder beni sevmişsin, sevmeye yeltenmissin, sevmemeliymişsin…
Ben kendi aşkımdan sorumluyum!

Kentsizliğine acıyorum kahkahalarımla. Cesedindeki şiirleri yolduğun
tırnaklarımdan soyunuyorum.
Seni bağışlamıyorum!
Ne kendime, Ne yollara, Ne de vaadi yitik istirhamlara.

Bugün, saçlarımı kestim zülfükarla. Belki artık beğenmezsin beni. Sola dönüşü olmayan tabelalardan, bir gün sökeceğim sokağını ve öylece kaybedeceksin beni ciltsiz kusurlarımda. Beni hep arayacaksın…
Kilometreleri ben koymadım ki oraya!
Neden “bitsin! ” denilen yerden sökülmüyor bu sevda, mani oluyorsa sana?
Neden masallarla uyuttun kulağıma söylediğin türküleri?
Hiç hakkım yok mu uçaklarla selam söylemeye gözlerine?

Hırpalanmış sesinin içinde bile, suçunu gizleyecek kadar suçlusun!

Gökten üç elma düştü,
Gözümden üç kent,
Ağlamadım açıktan…
Anladım.
Ankara’da aşık olmamalı insan…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ankara'da Aşık Olmamalı İnsan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
NetkoLik :: Aşk Doktoru :: Aşk & Sevgi-
Buraya geçin: